30 Nisan 2009 Perşembe

umut
ayakları ve yuvası olmayan
bir kuş aslında
yürümeyen..
uyumayan..
hep gökyüzünde
hep görebileceğin bir yerde duran
ulaşamadığın asla
dokunamadığın için inanmadığın
gördüğün için çabaladığın
duyularını çarpıştıran
kendinle savaştıran
neye ulaşma çabasındayız?
neyi neden aramaktayız?
cevap bulma mı aslolan
soru sormak mı yılmadan

aldat-ma

çıkıyorum işte yola
çıkınım umutsuzluk
umutsuzluğum bir dünya
uzakta...
çok uzakta...
sen bana aldırma
beraber yürüyoruz sanma
eskaza kesişti yollar
yanyana durduğumuza bakma

18 Nisan 2009 Cumartesi

başkent öğretmenevi

ve bu gece başka bir koku sindi tenime... senden sonra ilk defa! mutlu mu olmalıyım? bu şansı kaçırmamalı mıyım? zorlasam mı olur? zorlamadan da olacak mı acaba? zorum kendime mi? kokusu geliyo yazarken burnuma. ve ilginçtir senden hiç bir parça yok bu sefer. seni aramadım.. seni bulmadım.. seni bulamadım. bulamayacağımı bildiğimden mi aramadım. ve telefon çalıyor. izin vermeliyim kendime. bırakmalıyım başkasına her dokunuşta seni aldatma psikolojisini. açmalıyım telefonu "canım" diye. inandırmalıyım kendimi söylediğime

cezaevi profesörleri ve sen

sorguya çekiyorlarmış seni
evinden alınıyormuşsun
karının yanından
dönmeme ihtimaliyle kapatıyormuşsun kapıyı
bu kadar uzağındayken
hem ruh hem beden
korkuyorum seninle
gecelerim hep bir işkence
hep itiraf rüyalarım
senin yerine satıyorum inandığımız herşeyi
yapmadıklarımızı anlatıyorum
yapamadıklarımızı
gördüğüm kanları
gözyaşlarını
senin yerine bir itiraf daha bu gece
ben işin aşk kısmındayım hala
devrim benim neyime
eğer sende korktuysan
ve umutsuz bakıyorsa gözlerin
tek bir saniye
dindiyse o hırsın
bittiyse öfken
bıraktıysan savaşmayı
şimdi anlıyorum anlattıklarını
hak veriyorum bihaber beklediğim gecelere
senide mi sindirdiler
daha kaç senin gibileri sindirecekler
soğuk sorgu odaları
anlamsız yüzler
havada yerini haketmeyen sözler
sevdiğim
arkasından yıllar boyu gittiğim
senide mi bize benzetecekler
benim sormaya korktuğum soruları soracaklar sana
cevaplarken sen korkacaksın bu defa
ama sen susma
göz yumma
boyun eğme
mutlu bi ülke veremediysemde sana
temiz iç çamaşırı hazırlayacağım
mektupta yazarım korkma